Ya şimdi… insanın moralini düzelten şey illa büyük ikramiye mi olmalı? Bazen şöyle ekrana bakıp “vay be” dedirtecek bi patlama da yeter. Fruit Party işte tam öyle bi şey.
Başta dedim ki, “bu da klasik tatlış slotlardan biri”. Hani görseli güzel, bi denersin, sonra unutursun… Yok abi, Fruit Party öyle değil. Slotter’da oynadım ben bunu, diyorum sana. Her dönüşte içimden bi şey kıpır kıpır. Sanki meyve kasasına düşmüşüm de her an portakal fırlayacak kafama.
Fruit Party… adı bile iç açıyor. Ama öyle pamuk helva gibi gitmiyo ha, bilgin olsun. Bi anda çarpan atıyo mesela, bakıyosun ekran ışıl ışıl. Anlık o heyecan yok mu… efsane.
Her dönüşte, meyveler bi araya geliyor. Derken hop, ekranda çarpanlar belirmeye başlıyor. “Tamam” diyosun, “şimdi geldi jackpot”. Gelmese bile umut veriyo. O da bi şey.
Oynaması kolay, ama hissettirdikleri karma karışık. Hem çocuk gibi seviniyosun, hem de içinden “hadi be güzelim, biraz daha!” diye geçiriyosun. Beni anlayan slot oyunlarından biri bu. Yani sen oynamıyosun aslında, o seni anlıyo.
Bak, Fruit Party başka yerde denk gelseydim belki bu kadar bağlanmazdım. Ama Slotter sağ olsun, tak diye önüne koymuş. Girdim, başladım, sonra bi de baktım ki saat olmuş 2.
Slotter’ın sunduğu arayüz var ya, bi kere insanı yormuyo. Hızlı, net, basit. Fruit Party gibi tatlı mı tatlı bir oyunu orada oynamak, sanki özel bi sinema salonunda film izlemek gibi. Rahatsın yani.
Üstelik güven veriyor. Bazen insanlar slot oyunlarına mesafeli yaklaşıyo, ama Slotter öyle değil. Bu Fruit Party’de ben bi 20’lik yatırdım, bi baktım 180 olmuş. Şans desen var, sistem desen sağlam. Daha ne olsun?
Oyunda en tatlı anlardan biri, bi patlama olup çarpanların çılgınlar gibi artmaya başlaması. O kadar hızlı gelişiyo ki… ekran kaynıyo resmen. İçinden bi ses “şimdi geliyor büyük vurgun” diyosun. Bazen geliyor, bazen azıyla yetiniyosun. Ama o heyecan, o sabırsız bekleyiş… anlatılmaz yaşanır.
Haa bi de şu var: Fruit Party oynamak bazen terapi gibi. Hayat yormuş, kafan dolu… Açıyosun oyunu, hop meyve coşkusu. Bi rahatlıyorsun, bi gülümsüyorsun. Zaten o yüzden seviyoruz biz bu oyunları. Sadece kazanmak için değil, iyi hissetmek için.
Hayatın tatlı bi tesadüfü gibi Fruit Party. Şansa bıraktığın her çark dönüşü, aslında içten içe “hadi bu sefer” demen. Olmasa da olur, ama olsa da şahane.
Slotter’da meyveler hep taze, sen yeter ki oynamaya cesaret et. Çünkü bazen, sadece o çarkı çevirmek bile gülümsemek için yeterlidir.
İtiraf edeyim, “Blue Heart” ismini ilk gördüğümde içim bi’ burkuldu. “Bu da herhalde hüzünlü bir…
Şimdi itiraf edeyim… “Action Money” adını ilk gördüğümde içimden bir aksiyon filmi açma isteği geldi.…
Bazen öyle anlar olur ki, için yanar da bir türlü dışarı atamazsın o ateşi. Ben…
Bir insanın dokunduğu her şey altın olur mu? Normalde olmaz. Ama Midas’ın elinde iş değişiyor.…
Şimdi dürüst olalım. Hayat bazen ciddiyetle boğuyor bizi. Sabah işe git, akşam dön, fatura, stres,…
Şimdi baştan söyleyeyim, ben hayvan severim. Köpeği, kediyi ayrı severim. Ama bu oyundaki köpekler var…